Donnerstag, 12. Februar 2009

Jürgen Todenhöfer: Batı terörist yetiştiriyor

Jürgen Todenhöfer Afganistan stratejisini hatalı buluyor. Eski Hiristiyan-Demokrat milletvekili devamlı Orta Doğu'yu gezmekte ve bölgedeki durum hakında konuşuyor.

KÖLNER STADT-ANZEIGER: Sayın Todenhöfer, şu cümleleri kim sarf etti: Afganistan'daki savaşı durdurup askerlerimizi yurda getirmemiz gerekir. Vasilik etmeyi birakmanın vaktidir.

JÜRGEN TODENHÖFER: Gorbatçov?

Bravo, bu doğru. Cümle 1985 yılında söylenmiş.

Gorbatçov ile konuşmuştum. Breşnev‘in politbüro ile danışmadan savaş kararını tek başına aldığını söylemişti.

Bu fakir ülkeyi tehlikeli yapan nedir ki, devamlı yabancı orduların taarruzuna uğruyor?

Ülke tehlikeli değil, ama jeostratejik açıdan çok önemli. Trajedisi bundan kaynaklanıyor. Afganistan‘dan Hindistan, Pakistan, İran ve Rusya üzerinde etkili olunabilir. Büyük İskender‘in, Moğolların, İngilizlerin, Rusların ve simdi de Amerikanların ülkeye girmelerinin sebeplerinden biri budur. Günümüzde Hazar Denizi havzasında büyük doğal gaz kaynaklarının bulunması buna eklenebilir.

Bu daha çok bir güç ve kazanç çabasına benziyor. Oysa güya Hindukuş eteklerinde Batı'nın özgürlüğü savunuluyordu.

George W. Bush'u iyi tanıyan politikacılar bana inandırıcı bir şekilde onun için teröre karşı savaşın ön planda olduğunu söylediler. Ama jeostratejik sebepler de mutlaka bir rol oynamıştır. Vakıa şudur ki, Afganistan'daki savaş ile kendi emniyetimizi temin etmekten çok tehlikeye atıyoruz.

Nasıl?

Bizim için başlıca terör tehlikesi Afganistan veya Irak'da yabancı işgale karşı savaşan herhangi Talibanlardan veya başka gruplardan kaynaklanmıyor. Bize yönelik başlıca tehlike Batı tarafından tetiklenen genç müslüman 'diaspora teröristleri'dir, bunlar aramızda yaşayan insanlardır. Çoğu zaman meseleki perspektifleri olmayan genç insanlar. Bunlar 'Tagesschau' [Alman Devlet Televizyonu haber bülteni] bakmıyorlar, El-Cezire'yi izliyorlar. Orda her gün Batılı silahların Afganistan'da veya Irak'da masum müslümanların katlettiğini görüyorlar. Ve günün birinde bunların arasından çok cüzi bir kısım, bizdeki aşırı sağcı zorbalardan büyük olmayan bir miktar yani, kendilerini şiddet kullanarak savunmaya karar veriyorlar. Bu diaspora teröristleri kendilerini El-Kaide olarak tanımlasalar bile, 11 Eylül‘ün ardında olan El-Kaide degiller; ancak birer El-Kaide kopyalarıdırlar. Afganistan'da Batılı bombaların öldürdüğü her müslüman sivil ile bu El-Kaide kopyaları çoğalıyor.

Ve bu bağlantı büyük politikanın anlamadığı bir şey?

Alman politikacıların çoğu savaşın Almanya'ya yönelik terörizm tehlikesini yükselttiğini biliyorlar. Ama kalkıp 'dur' diyecek cesaretleri yok. Ve bu bataklıktan nasıl çıkılacağını bilmiyorlar. Bu ise yine çoğu Batılı politikacıların gerçekten Afganistan ve Pakistan hakında hiç bir fikirleri olmadığı ile bağlantılı.

Bu noktada eski meselektaşlarınıza hakksızlık yapmıyormusunuz?

Oralara giden politikacılar bile, nerdeyse her defasında sırf Batılı askeri kampları ve hükümet binalarını geziyorlar. Nerdeyse hiç biri o ülkelerde bir kaç günlüğüne olsun kalıp yaşamadı.

Bu durumda bizim Afganistan'a bakiş açımız nasıl değişirdi?

Afgan halkının çok iyi bildiği gibi, oralarda köyleri bombardıman etme stratejisinin tamamen yanlış olduğunu anlarlardı. Bu savaş umumiyetle havadan sürdürülüyor. Böyle olunca daima siviller öldürülüyor. Medya çağında yaşıyoruz ve herkes çocuk cesetlerinin param parça olmuş evlerden çıkarıldıklarını görebiliyor. Böyle olunca yerlilerin Taliban saflarına geçmesini kim yadırgayabilir. Afganistan'da muhtaç olduğumuz şey daha fazla asker değil, yeni bir stratejidir. Bunu başkan Hamid Karzai‘de devamlı söylüyor. Münih'te de söyledi. Bundan dolayı yedi yıllık yanlış Afganistan-Politikası için bir günah keçisi arayan Batı'nın öfke oklarına hedef oldu.

ABD'nın Afganistan sorumlusu Richard Holbrooke haftasonunda yaptığı açıklamalarda Amerikan hükümetinin Alman askeri birliklerinin daha da arttırılmasını talep etmeyceğini ima etti. Bu sizi rahatlatıyor mu?

ABD hükümetinin söyledikleri önemlidir. Ama daha önemli olan, Afganistan başbakanı ve Afgan halkının söyledikleridir. Ve onlar daha fazla askeri birlikler istemiyorlar. Buna rağmen Afganistan'a daha fazla asker gönderirsek, artık bu Afganistan için bir mücadele değil; kolonyalizm-sömürgecilik olur. Afganlar bu savaştan çoktan bıktılar.

Peki, Batı için bu savaş gerekli mi?

İmparatorun yeni elbiseleri masalını biliyormusunuz? Sonunda küçük bir çocuk: "Ama İmparator çıplak geziyor." diyor. Büyüklerden kimse hakkikati söyleme cesaretinde bulunamamıştı. Afganistan Savaşı'da aynen budur. NATO Afganistan'da çoktan donuna kadar soyuldu. Ama kimsecikler bunu söylemeye cesaret edemiyor.

Obama ile bir değişimin başlayacağına inanıyormusunuz?

Orta vadede bunu ümid ediyorum. Münih‘te müsbet sinyaller verildi. Ama öncelikle Afganistan'a daha fazla asker göderilecekmiş. Daha fazla asker demek daha fazla ölü demektir, daha fazla ölü daha fazla Taliban, daha fazla Taliban Dünya çapında - yani Almanya dahil - daha fazla terör demektir. Sempatik ABD eşbaşkanı Jo Biden için de geçerlidir, bir haftalığına bir Afgan ailesi ile beraber yaşasın. Savaşın Afganistan için en yanlış strateji olduğunu anlardı.

Ya sizin Afganistan stratejiniz nasıl?

NATO başlangıçta yardım projelerini destekledi ve sırf bu projelere yönelik askeri tedbirler aldı. Bu mantıklı bir proje idi. Sonra gittikçe saldırgan mücadeleye yöneldi. Bu mücadelenin en düşük riskli şekli azami yükseklikten bombalar atmaktır. Dolayısıyla sivil kayıpların sayısı da yükseldi ve bu Taliban'ın dirilişine sebep oldu. Taliban'ı yeniden güçlendiren biziz.

Şöyle de olamaz mı ama: Taliban yabancıların büyüyen etkisini hissettikleri için daha yoğun teröre başvurdular. Buna karşılık olarak NATO askeri açıdan kendini daha sert bir şekilde sahnede göstermeye mecbur oldu?

Afganların yabancı işgalcilere karşı bir geni var. Yabancı ordular bu ülkede haddinden fazla kalmamalılar. Başlangıçtaki yapılanma stratejisini yoğunlaştırmak gerekirdi. Ama bunun için Irak Savaş‘ından dolayı ne bir fikir ne de yeterince kaynak kalmıştı.

Kamuoyunda bu pozisyon için neden bu kadar az destek görüyorsunuz?

Benim söylediklerim Almanların ekseriyetinin görüşüdür! Afganistan'daki Alman askerlerinden, yüksek rütbeli subaylardan, dahi mailler alıyorum, soruyorlar: "Biz burda haddizatında ne yapıyoruz?" Onlarda haber ajanslarının anlatılarını okuyorlar: "ABD askeri kuvvetleri Taliban'a karşı başarılı harekat gerçekleştirdi." Ve sonra Afgan televizyonunda sözde Talibanların altı aylık bebeler olduğunu görüyorlar. İşte budur, içinden en çabuk ve edebli bir şekilde çıkmamız gereken trajedi.

'Edebli bir şekilde çıkmak' ne demek oluyor?

Ülkeyi bombalamak için herhangi [hukuki] vekaletimiz yok. Taliban ve yabancı müttefikleri bizi Batı'da tehdit etmiyorlar. Parola şu olmalı: Bombalar değil okullar. İş yerleri sağlamalıyız, işsizlik inanılmaz derecede. Bu önlemler askeri olarak emniyete alınmalı. Ayrıca önemli olan: Afgan Ordusu ve polisine iyi ücretler verilmeli. Çünkü Afganları ancak Afganlar yenebilir.

Bunlar ölye pek yeni öneriler değil. Bu noktalar Federal Parlamento'da alınan Afganistan'daki askeri mandanın uzatılması kararında ve Münih Güvenlik Konferansı'nda öncelikli olarak tanımlanan hedeflerdir.

Ama ağırlıklı bir rol oynamıyorlar. ABD şimdilik askeri kuvvetlerini nerdeyse iki misli çoğaltmak istiyor. Ama Afganistan'ın muhtaç olduğu şey barıştır.

Batı orduları ne kadar Hindukuş'da kalacaklar?

Yukarıda belirtilen hedeflere - Taliban ve Afganistan'ın komşularını da kapsayan müzakereler eşliğinde - en geç üç yıllık bir zaman dilimi içinde ulaşılmalıdır. Daha uzun bir süre kalırsak, sonu büyük bir hezimet olacaktır.

Kaynak: "Der Westen züchtet Terroristen"
Tercüme: Algabal

Ayrıca bakınız - Weitere Empfehlung: Jürgen Todenhöfer: "Wir behandeln Muslime wie Halbaffen"

Keine Kommentare: